Çekin Elinizi Yargıdan
Geçmiş zamanlarda yargı hiç bu kadar gündemde olmamıştı. Özellikle de son dört yıldır davalarla yaşar olduk.
Ergenekon, Balyoz, İnternet Andıcı, Oda Tv, Deniz Feneri, Şike Davası, KCK soruşturmaları, Hırant Dink davası ilk akla gelenler. İhaleye fesat karıştırma davaları o kadar olağan ve sıradan oldu ki gündemde hiç yer tutmuyor. Özel yetkili savcılar şimdi de MİT görevlilerini ifadeye çağırıyor. Yarın kim bilir hangi soruşturmaya uyanacağız.
Demokratik bir ülkede yaşıyor olsaydık “hukuk çözer” deyip geçerdik. Gözümüz de arkada kalmazdı. Belki de bu kadar dava da açılmazdı. 2007 yılından bu yana bu tür davalarda patlama olmuş. Özel yetkili savcılar her sene ortalama 10.000 kişi aleyhine dava açmış.
Yukarıda saydığımız davalara toplumun özellikle de siyasetin bakışı o kadar farklı ki.
Ergenekon, Balyoz, İnternet Andıcı, Oda Tv davalarında farklı gelişmeler yaşanırken, Deniz Feneri davasında farklı reflekslerle karşılaşıyoruz. MİT soruşturmasında siyaset alenen tepki veriyor.
Ergenekon gibi davalarda “sanıkların tahliyesi gerekir, tutuklamalar usulsüzdür” diyen mahkeme başkanı başka mahkemeye atanıyor, Deniz Feneri davasında ise sanıkların üzerine giden, tutuklamaya sevk eden savcılar görevden alınıyor, hatta yargılanıyorlar. Tutuklu sanıklar da bir süre sonra serbest bırakılıyor.
Soruşturma yürüten Savcı MİT görevlilerini ifadeye çağırıyor, dosya savcıdan hemen alınıyor, HSYK savcı hakkında soruşturma başlatıyor.
Generaller, gazeteciler, bilim adamları yargılanırken “hukuka saygılı olun, yargıya intikal etmiş konular hakkında yorum yapmayın” deniliyor.
Ama iktidar Partisinin atadığı kişiler sorgulanırken yada yargılanırken bizzat iktidar partisi yetkilileri yargıya müdahale anlamı taşıyan demeçler veriyor.
Atatürk’ü Koruma Kanunu (Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun) için gereksiz diyen iktidar, MİT mensuplarını korumak için kanun çıkarmaya hazırlanıyor.
Kısacası önemli davalarda standart davranılmıyor, hukuka saygılı olunmuyor. Yargı rahat bırakılmıyor.
Yaşanan süreci, işlerine geldiğinde hak hukuk, gelmediğinde gak guguk diye özetleyebiliriz.
Biz de, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyoruz ve hukukun bir gün herkese lazım olacağını hatırlatıyoruz.