Vay Seni Hacettepe
Başka bir konuda yazmaya çalışırken, Hacettepe Üniversitesi’nde aynı anda iki kol ve iki bacak nakli yapılan Şevket Çavdar’ın hayatını kaybettiğini öğrendik. İçimiz burkuldu. Volkan Konak Cerrahpaşa türküsünü söylemeye başladı birden bire.
Uzmanlık alanımız olmadığı için yapılan işlemin tıbbi açıdan doğruluğunu yanlışlığını tartışacak durumda değiliz ama Türk El ve Üst Ekstremite Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Sait Ada’nın bir gün önce okuduğumuz demecini de hatırlatmakta fayda var. Prof. Dr. Sait Ada “Çift kol ve çift bacak nakli riskli. İlk görevimiz hastaya zarar vermemektir. Bu iş zorlanmış. Çift bacak nakli, hastanın hayatını tehlikeye atıyor. Dirsek seviyesi üstünde nakil olması hastayı hayati tehlikeye sokabilir” diyordu.
Organ nakli, tıp biliminin uç noktalarından biri. Türkiye’de de sayılı merkezlerde yapılıyor. Her tıp doktorunun da harcı değil.
Hacettepe Üniversitesi’nin boyundan büyük bir işe kalkışıp kalkışmadığını, Akdeniz Üniversitesi ile rekabete girip girmediğini zaman gösterecek.
Ölüm haberini duyduğumuzda nakil öncesi görüntüler geldi gözümüzün önüne. Hastanın kendisi ve yakınları, hepsinde bir umut bir bekleyiş. Volkan Konak’ın Cerrahpaşa türküsündeki gibi “inandık doktorlara” dercesine. Akdeniz Üniversitesi’ndeki başarılı yüz nakli operasyonu belki de umutlarını artırmıştı. Operasyondan önce tüm süreç kendilerine anlatılmış, prosedür gereği her türlü riski ve sorumluluğu kabul ettiklerine dair belgeler de imzalatılmış. Siz olsanız imzalamaz mıydınız?
Organların uyum sağlamadığı anlaşılınca Şevket Çavdar’ın ailesi bu sefer nakil öncesi duruma razı olmuşlardı.
Sonuçta, 13 yıldır kolsuz ve bacaksız yaşayan 27 yaşındaki Şevket Çavdar, hayata tastamam uzuvlarıyla uyanmayı beklerken ebediyen uyudu. Birkaç gün zarfında umut, korku, acı gibi çok farklı duygular yaşayan ailenin artık içlerinde duracak çok büyük bir dertleri var. Yürümesini, kendilerine dokunmasını hayal ettikleri Şevket Çavdar’ın ayrılık defterini alacaklar doktorlardan.
Peki şimdi ne olacak?
Her konuda olduğu gibi ilgili ilgisiz her kafadan bir ses çıkacak, herkes ahkâm kesecek. Biz bile yazdığımıza göre… İlgililer hakkında soruşturma açılacak, organ bağışlayanlar bir kez daha düşünecek, organ nakli yapmak isteyen tıp doktorlarının cesareti kırılacak, nakil bekleyen hastalar karar vermekte zorlanacak, belki de nakilden vazgeçecekler. Bu olayın Türkiye’deki organ nakli sürecini sekteye uğratacağı kesin.
Sorumlu sorumsuz herkes bu olaydan ders almaya çalışacak ama insan hayatının sona ermesinden ders çıkarmak onlar için çok acı olacak.
Ama bunların hiçbirisi bin bir umutla, ölümü dahi göze alarak organ naklini kabul eden, Şevket Çavdar’ı geri getirmeyecek, ailesinin gözyaşlarını dindirmeyecek.
Bize düşen ise Şevket Çavdar’a rahmet, ailesine başsağlığı dilemek, olayın layıkıyla incelenerek sorumluları varsa adalete havale edilmesini beklemek.
Aslında ne olursa ölene olur, geride kalanlar bir şekilde hayata tutunur.