Trabzonspor’a Destek
Geçen haftaki yazımızda, şike soruşturması sürecinde Trabzonspor dinamiklerinin uyuduğunu, bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini belirtmiştik.
Bizim dikkat çektiğimiz yönde fazla bir gelişme olmamasına rağmen Zokora’ya verilen ceza ve Fenerbahçe maçındaki çifte standart uygulamaları Trabzonspor camiasının uyanmasına neden oldu.
Geçmiş yıllarda izlemeye alışık olduğumuz senaryolar yeniden gösterime girdi. Film aynı, değişen sadece aktörler, Trabzonspor’un şahlandığı her dönemde ortaya çıkan faktörler tekrar baş göstermeye başladı.
Trabzonspor’un serzenişi üzerine TFF başkanı Mehmet Ali AYDINLAR “13 puan geride kalınca bağırmaya başladılar” kolaycılığına gitti.
Puan cetvelinde 13 puan geriye düşmenin sebeplerini Mehmet Ali AYDINLAR’a sormak lazım. Elbette ki transfer yanlışlarının ve kadronun bozulmasının bunda katkısı var ama ligleri 1 ay erteleyen, erteleme yetmezmiş gibi bir de play off ucubesini ortaya çıkartıp lig takvimini sıkıştıran, Trabzonspor’u neredeyse 2 günde bir maç yapmaya zorlayan kim?
Anasının ak sütü gibi helal olan Şampiyonluğu zamanında teslim etmeyerek kadronun bozulmasına yol açan, Şampiyonlar ligine göre transfer yapılmasına engel olan kim?
Bu arada yayıncı kuruluş Digitürk gelir azalması nedeniyle feveran etmeye başlamış. Yıllardır koruduğunuz takımın sebebiyet verdiği durumun maliyetini hiçbir günahı olmayan takımlara ödetemezsiniz. Naklen yayın bedelini düşürün diyemezsiniz. Zaten hukuken de böyle bir şey deme hakkınız yok. Eğer bir zararınız var ise müracaat edeceğiniz adam Metris Cezaevinde ikamet ediyor.
Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın yönetim kurullarında Türkiye’nin en önemli holdinglerinin sahipleri, yöneticileri görev yapıyor, her biri bulundukları kulübe başkan olabilecek güçteki insanlar. Taraftar sayıları da Trabzonspor’a göre daha fazla olduğundan her zaman Ulusal Medyada, Federasyonda, yayıncı kuruluşta daha fazla destek buluyorlar. Bu güçleri korku imparatorluğu yaratıyor ve Trabzonspor aleyhine çifte standart uygulamalarına dönüşüyor. 1996 yılından beri şampiyonluklarımızın engellenmesi zaman zaman da siyasi iradeyi arkasına alan bu gücün sayesinde oluyor. Trabzonspor’un ise fedakâr taraftarından başka hiç bir şeyi yok. Gücünü sadece ve sadece taraftarından alarak farklılık yaratıyor. Trabzonspor şampiyonluğa koşarken sadece diğer takımlarla mücadele etmiyor, başka engelleri de aşması gerekiyor. Yukarıda belirttiğimiz tüm güç odaklarını yenmesi gerekiyor.
Trabzonspor’un hakkını alabilmesi için yeni farklılıklar yaratması, mücadelesini her alanda yasal zeminde kalarak ama haykırarak yürütmesi gerekiyor.
Ulusal basının yokmuş gibi davrandığı, zaman zaman çok küçük haberler halinde verdiği, Digitürk’ün görmezden geldiği, Fenerbahçe’nin resmi yayın organı gibi davranan Hürriyet gazetesinin bahsetmediği süreç tüm çıplaklığı ile gözler önüne serilmelidir.
Bir internet sitesi kurulmalı, iddianame, etik kurulu raporu ve ek klasörlerde yer alan tüm deliller bu sitede yayımlanmalı, görmek istemeyenlerin gözüne sokulmalıdır.
Sesimizin daha iyi duyulması için Trabzonspor TV derhal kurulmalıdır.
Trabzonspor Yönetim Kurulunun almış olduğu stadyumlara gitmeme kararı yanlıştır. Maçlara tam kadro halinde gidilmeli, gerekirse taraftarla birlikte oturulmalıdır. Trabzonspor taraftarına sahipsiz olmadığı, yanlarında olunduğu, haklarının arandığı hissettirilmelidir.
Dört büyükler dışındaki kulüplere de “kedinin sırtındaki pire” pozisyonundan kurtulmaları gerektiği, yaşamak için kediye ihtiyaçlarının olmadığı hatırlatılmalıdır.