Kumpas Bunun Neresinde?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde Harp Akademileri Komutanlığı Atatürk Harp Oyunu ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Ergenekon ve Balyoz gibi davaları kastederek “Bu operasyonlarla şahsım başta olmak üzere, tüm ülke yanlış yönlendirildi, aldatıldı” dedi.
Gazeteci Emin Çölaşan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu sözlerini eleştiren yazısında o dönem yapılanlar için “düzmece belgeler ve terör örgütleri üretiliyor, olmayan olaylar olmuş gibi gösteriliyordu” dedi.
O dosyaların yeniden yapılan yargılamalarında, gerçekten de dosyadaki bazı bilgi ve belgelerin sahte-üretilmiş olduğu ortaya çıkmaya başladı.
Şike sanıkları da, camialarını kandırabilmek, cezadan kurtarabilmek için Ergenekon ve Balyoz gibi davalara sarılarak “bize kumpas yapıldı” diyorlar. Ama ortada gerçek bir delil yok. Üstelik 13. Ağır Ceza Mahkemesi kumpas iddialarını reddetti.
Aziz Yıldırım’ın, şike davasının 16. celsesinde “meczup” dediği, Aziz Yıldırım’ın avukatının tanık olarak dinlenmesin diye dilekçe verdiği, Cihan Oskay umutları olmuş. Bir polis memurunun delilsiz, içi boş ifadesi ile şike dosyasından kurtulmaya çalışıyorlar.
Biz yalanlamaktan bıktık. Onlar yalan söylemekten bıkmadı.
Şikecilere, destekçilerine, şike medyasına tekrar tekrar soruyoruz: “Şike dosyasında hangi belge düzmece? hangi olay olmadı da olmuş gibi gösterildi?”
Onlar da çok iyi biliyor ki; şike dosyasında tek bir düzmece belge yok, bütün tutanaklar gerçek, bütün tapeler kelimesi kelimesine doğru, tüm konuşmalar sanıklar tarafından yapılmış.
Şike cephesine bir daha sesleniyoruz: Gösterin düzmece belgeleri, biz de kumpas var diyelim.
Ne demiş Aşık Veysel?
Telli sazdır bunun adı,
Ne ayet dinler ne de kadı,
Bunu çalan anlar kendi
Şeytan bunun neresinde,
BİZ DE DİYORUZ Kİ;
Şike dosyası bunun adı,
Ne yalan dinler ne de kadı,
Dosyayı okuyan anlar kendi.
Kumpas bunun neresinde?