a

Facebook

Twitter

Copyright 2018 Av.Hakan Orhan
Tüm Hakları Saklıdır

İnönü Cad. Avukatlar İşhanı No:75 Ortahisar-Trabzon

0 462 230 66 74

Trabzonspor Şike Davasında Şikâyetçi Oldu mu?

14 Şubatta duruşmaları başlayacak olan Şike Davası iddianamesinde sanıklara isnat edilen suçlardan dolayı en çok mağdur olan, en çok zarar gören kurum Trabzonspor’dur. Özellikle de Fenerbahçe Kulübü başkanı ve yöneticilerinin eylemleri sonucu Trabzonspor’un şampiyonluğu elinden alınmıştır. (Suçun işlendiğini varsayarsak) Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 237. Maddesine göre “Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler.” Trabzonspor Kulübü, mahkeme tarafından hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olma imkânına sahiptir. Haricen öğrendiğimiz kadarı ile Trabzonspor, şike davasında şimdiye kadar sanıklardan şikâyetçi olmamıştır. Bizce Trabzonspor Kulübü, Şike Davasında sanıklardan şikâyetçi...

Devamını Oku ...

TFF Seçimleri ve Trabzonspor

Trabzonspor yönetimi TFF seçimlerinde Yıldırım Demirören'i destekleme kararı alınca, şike sürecinde Fenerbahçe lehine yaptığı açıklamalar nedeniyle taraftar sosyal medyada büyük tepki gösterdi. Büyük bir kaos içinde başkanını ve yönetimini arayan Türk Futbolunda seçime iki gün kalmasına, Yıldırım Demirören ve Ata Aksu isimlerinin ön plana çıkmasına rağmen bu iki adayın listelerinde kim yer alacak, Merkez Hakem Kurulu ve hukuk kurulları kimlerden oluşacak belli değil. Bu isimler çok büyük bir ihtimalle seçim günü sabahı netleşecek. Daha önce bir araya gelmemiş, birbirini tanımayan insanlar futbolu yönetmeye talip olacak. Böyle bir ortamda başkan ister Yıldırım Demirören, isterse Ata Aksu olsun Türk Futbolunun geleceği açısından hiç...

Devamını Oku ...

Genel Kurul ve Hukuk Kurulu

Trabzonspor üyeleri olarak, geçtiğimiz cumartesi günü, yine yargıya taşınması kuvvetle muhtemel olan bir genel kurulu idrak ettik. Genel kurulda yaşananları Engin Uzunoğlu kardeşim tüm çıplaklığı ile “Ben Çok Utandım Peki Ya Siz?”* başlıklı yazısında özetlediği için tekrarına gerek yok. Ben daha farklı bir noktaya dikkat çekmek istiyorum: Trabzonspor’u Trabzonspor yapan değerler, geleneksel hale gelen bazı uygulamalar teker teker yok ediliyor. Yapılan her genel kurulun, Trabzonspor’u geleceğe taşıması gerekirken maalesef her seferinde geriye gidiyoruz. Son Genel kuruldaki tatsızlıklar Trabzonspor’da ilk değildi. Genel Kurul Divanının oluşumundaki tartışmalar ve akabinde yaşanan kavgalar Trabzonspor’a hiç yakışmadı. Geçmişteki genel kurullarda çok daha fazla örneği vardır ama ben kendi...

Devamını Oku ...

Kumpas Bunun Neresinde?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde Harp Akademileri Komutanlığı Atatürk Harp Oyunu ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Ergenekon ve Balyoz gibi davaları kastederek “Bu operasyonlarla şahsım başta olmak üzere, tüm ülke yanlış yönlendirildi, aldatıldı” dedi. Gazeteci Emin Çölaşan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu sözlerini eleştiren yazısında o dönem yapılanlar için "düzmece belgeler ve terör örgütleri üretiliyor, olmayan olaylar olmuş gibi gösteriliyordu" dedi. O dosyaların yeniden yapılan yargılamalarında, gerçekten de dosyadaki bazı bilgi ve belgelerin sahte-üretilmiş olduğu ortaya çıkmaya başladı. Şike sanıkları da, camialarını kandırabilmek, cezadan kurtarabilmek için Ergenekon ve Balyoz gibi davalara sarılarak "bize kumpas yapıldı" diyorlar. Ama ortada gerçek bir...

Devamını Oku ...

Vurun Sadri’ye

Şike süreci layıkıyla karara bağlanmadığı sürece biz de bu konuda yazmaya devam edeceğiz ama bu sefer konuya başka bir pencereden bakacağız. Trabzonspor konu olduğunda, yönetimi en acımasız şekilde eleştirenlerin, sıra siyasete, iktidara, Trabzonlunun ve Trabzonsporlunun hakkını gasp edenlere gelince dili tutuluyor, mürekkebi bitiyor. Gerçekler herkes tarafından biliniyor ama sessiz kalınıyor. Şike sürecini kimlerin maniple ettiği, kimlerin işi sürüncemede bıraktığı, kimlerin Trabzonspor'un hakkını almasına engel olduğu ayan beyan ortada ama kimsenin kılı kıpırdamıyor. Yıldırım Demirören'i destekliyoruz açıklamasını yaptığı için Sadri Şener'e ağzına geleni söyleyenler, Trabzonspor yönetiminin bu desteği neden vermek zorunda kaldığını, yönetime hangi argümanlarla baskı yapıldığını biliyor ama yine tık yok. Şike sürecini elbirliği...

Devamını Oku ...

Türkiye’nin Gücü

41 ABD eyaleti, üye olmaya çalıştığımız Avrupa Birliği’nin bazı üyeleri de dahil olmak üzere 23 ülke ve 7 uluslararası kuruluş 1915 olaylarını “Ermeni Soykırımı” olarak tanıyor. 2001 yılında soykırımı tanıyan Fransa şimdi de sözde soykırımı suç sayan yasa hazırlığı içinde. Fransa Meclisi, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddinin suç sayılmasını öngören bir yasa teklifini 2006 yılında da onaylamış, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, bu teklifin senatoya gelmesini engellediği için teklif yasalaşmamıştı. Fransa'dan sonra İsviçre de 2003'de sözde Ermeni soykırımını tanıyan bir tasarıyı kabul ederek "Ermeni Soykırımı”nı resmen tanımıştı. Aynı İsviçre 2005 yılında ise Ermeni olaylarının soykırımı inkar edenlere ceza öngören yasayı kabul etmişti. Türkiye İsviçre'nin kararını bir nota...

Devamını Oku ...

Futbolumuz Neden Kötü Yönetiliyor?

2007 yılında bir haber sitesi için yazdığım yazıda Türk futbolunun özellikle de kulüplerimizin neden kötü yönetildiğini değerlendirmiştik. Bu güne kadar geçen 5 yılda hiçbir şeyin değişmediğini gördük. Yaşanan şike soruşturması süreci, futbolun kendi kendini yönetemediğini açıkça ortaya çıkardı. Peki neden böyle? Bu sorunun cevabını sosyal ve kültürel seviyemizde aramalıyız bence. Bir ülkenin toplumsal yapısı, entelektüel seviyesi ne kadar yüksek ise yönetenler de bu orandan ancak o kadar pay alır. Kişisel reklamını yapabilmenin en iyi yollarından birisidir yöneticilik. Daha listeye girme aşamasında başlar mücadeleleri. Listeye alınmazlarsa intihar edeceğim diyenler bile olur. Yönetici oldunuz mu daha önce sizi kimse tanımazken birden bire mikrofon ve kameraların...

Devamını Oku ...

Trabzonspor’a Destek

Geçen haftaki yazımızda, şike soruşturması sürecinde Trabzonspor dinamiklerinin uyuduğunu, bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini belirtmiştik. Bizim dikkat çektiğimiz yönde fazla bir gelişme olmamasına rağmen Zokora’ya verilen ceza ve Fenerbahçe maçındaki çifte standart uygulamaları Trabzonspor camiasının uyanmasına neden oldu. Geçmiş yıllarda izlemeye alışık olduğumuz senaryolar yeniden gösterime girdi. Film aynı, değişen sadece aktörler, Trabzonspor’un şahlandığı her dönemde ortaya çıkan faktörler tekrar baş göstermeye başladı. Trabzonspor’un serzenişi üzerine TFF başkanı Mehmet Ali AYDINLAR “13 puan geride kalınca bağırmaya başladılar” kolaycılığına gitti. Puan cetvelinde 13 puan geriye düşmenin sebeplerini Mehmet Ali AYDINLAR’a sormak lazım. Elbette ki transfer yanlışlarının ve kadronun bozulmasının bunda katkısı var ama ligleri...

Devamını Oku ...

Şike Davası ve Trabzonspor

3 Temmuz 2011 tarihinden beri gündemimizi meşgul eden şike soruşturması her geçen gün yeni bir boyut kazanıyor. En son gelinen noktada İstanbul 16.Ağır Ceza Mahkemesi bazı tutukluları tahliye etti ve bazılarının seyir yasağını kaldırdı. Trabzonspor’u ilgilendiren boyutunda Başkan Sayın Sadri Şener ve Asbaşkan Sayın Nevzat Şakar’ın seyir yasağı halen daha devam ediyor. Sadri Şener ve Nevzat Şakar’ın avukatları Trabzon Barosu’ndan olsa idi bu sonuç karşısında Trabzon kamuoyunda yer yerinden oynardı. Asıl değinmek istediğimiz konu Trabzonspor’un bu konuda bir yol haritasının olup olmadığıdır. Görünen o ki bu dava nedeniyle Trabzonspor’un menfaatleri ile sanık pozisyonundaki Sadri Şener ve Nevzat Şakar’ın menfaatleri çatışmaya başlamıştır. Başkan ve Asbaşkan’ın...

Devamını Oku ...

Siyasetin Sağı, Solu

Hukuk tahsilimiz sırasında öğrenci hareketleri, özellikle de sol öğrenci gruplarının davranışları zaman zaman bizi şaşırtıyordu. Sağ gruplar belli konularda birlikte hareket edebilirken sol görüşlü öğrenci grupları arasında derin fikir ayrılıkları yaşanıyordu. En etkileyici olanı ise Romanya Devlet Başkanı Çavuşesku’nun devrilişine gösterilen tepkiler idi. Sol bir grup, Çavuşesku’yu “halk kahramanı” olarak nitelerken diğer bir grup “faşist”, “diktatör” tanımlaması yapıyordu. Bu fikir ayrılıkları bazen gruplar arasında çatışmalara da yol açıyordu. Geçmişte gözlemlediğimiz bu davranış tarzının sebebi ne ise günümüzde de sol siyasetin durumu aynı. Sağ ve Sol siyaset arasındaki en temel farklılık bu düşünce ve davranış tarzında ortaya çıkıyor. Peki bu farklılığın sebebi nedir? Elbette...

Devamını Oku ...
error: Kopyalama yapılamaz