Yazı Kategorisi
İhtiyari ve Dava Şartı Arabuluculuk
Arabuluculuk, hukuk sistemi gelişmiş ülkelerde yaygın olarak kullanılan bir “Alternatif uyuşmazlık çözümü” yöntemidir. Arabuluculuk; tarafların içinde bulundukları uyuşmazlığı tarafsız bir üçüncü kişi yardımı ile mahkemeye gitmeden ya da mahkeme yönlendirmesiyle çözmelerinde kullanabilecekleri bir yöntemdir.
Arabuluculuk, “zorunlu arabuluculuk” ve “ihtiyari arabuluculuk” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır:
Ülkemizde, Ticari Davalar ve bazı İş Hukuku Davalarında arabuluculuk zorunlu hale gelmiştir.
05.04.2023 Tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7445 Sayılı Yasaya göre, (37.Madde)
1- Kiralanan taşınmazların 2004 sayılı Kanuna göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler hariç olmak üzere, kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar.
2- Taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar.
3- 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklar.
4- Komşu hakkından kaynaklanan uyuşmazlıklar için dava açmadan önce arabuluculuğa başvuru zorunlu hale gelmiştir.
Bu düzenleme 1 Eylül 2023 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Düzenlemeye göre, kira hukuku , komşuluk hukuku ve kat mülkiyeti hukukundan kaynaklanan davalar ile ortaklığın giderilmesi davaları artık “dava şartı arabuluculuk” kapsamındadır.
Ticari Davalarda Zorunlu Arabuluculuk
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/a maddesine göre, TTK’nın 4. maddesinde belirtilen tüm ticari davalar ile diğer özel kanunlarda yer alan ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Bu konularda, arabulucuya başvurulmadan önce mahkeme yoluna gidilemeyecek, dava açılamayacaktır.
İş Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk
İş hukukunda, işçi ve işveren arasındaki yıllık izin ücreti, fazla çalışma (fazla mesai) ücreti, maaş ve benzeri işçilik alacakları ile ihbar tazminatı, kıdem tazminatı ve benzeri tazminatların ödenmemesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda 01.01.2018 tarihinden itibaren arabuluculuk yoluna başvurma zorunlu hale gelmiştir. (7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.3).
İşe İade Davalarında da Arabuluculuk Zorunludur: İşe iade davaları, iş sözleşmesinin hukuka aykırı feshedilmesi halinde işçinin işine geri dönmesini sağlayan bir iş davası türüdür. İşçi, iş akdi feshedildikten sonra işe iade davası açmadan önce uyuşmazlığın arabuluculuk yoluyla çözülmesi için arabulucuya başvurmak zorundadır.
Arabuluculuk ancak tarafların serbest iradeleriyle karar verebilecekleri konularda mümkündür. Daha açık bir ifadeyle; kamu düzenini ilgilendirmeyen ve cebri icraya elverişli konularda taraflar arabulucuya gidebilirler. Tarafların sözleşme konusu yapamayacakları konularda örneğin ceza davalarında, nüfus kaydına ilişkin davalarda veya çocukların velayetine ilişkin davalarda arabuluculuk mümkün değildir.
ARABULUCULUK SÜRECİNDE AVUKAT DESTEĞİ
Avukatların kişileri, Arabuluculuk süreçlerinde etkili ve yetkin olarak temsil etmesinin önemi büyüktür. Sistemin sağlıklı, güvenli etkin ve verimli bir şekilde işlemesi için avukatların arabuluculuk müzakere masasında taraf vekili olarak yer alması hak kayıplarının önüne geçmektedir.
Özellikle işçi ve işveren ilişkilerinde işçinin işveren karşısında zayıf konumda olduğu aşikardır. Kanunda, tarafların arabulucuya başvururken ve tüm süreç boyunca eşit haklara sahip oldukları düzenlenmiştir. Eşitliğin ön planda olması gereken bir ortamda, işçinin eşit düzeyde olması ve kendini rahatça ifade ederek haklarını talep etmesi arabuluculuk sürecinde ancak avukatla temsili halinde mümkündür.
Arabuluculuk sürecinde avukatlık hizmeti için iletişim bölümünden bize ulaşabilirsiniz.